Wikipedia

Arama sonuçları

28 Ekim 2013 Pazartesi

Acıları Yok Sayabilmek

Acıları yok saymaya meyillidir aslında insanoğlu, hastalanır, doktora gitmek istemez; hastalık ortaya çıkarsa, adı konursa hasta olacağını düşünür asıl, konmazsa daha çabuk iyi olunur sanki. Hastalık hastaları vardır ki bi de, onlar konu dışıdır, acılara şerbetlidirler bi bakıma. İnsan acılarına katlanmayı, onlarla yaşamayı öğrendiğinde olgunlaşır, yoksa hep çocuk kalır, çocuklar gibi dayanıksız ve savunmasız. Çocuk olmak iyidir de, büyümüşken çocuk kalmak çekilesi değildir. İçimizdeki değil, dışımızı da yönetmeye kalkan çocukluk halidir bizi savunmasız kılan. Büyüyememişsek, içimizdeki çocuğu yönetmeyi başaramamışız demektir ki, bu durumdur çevremizle uyumumuzu bozan. Uyum demişken, her şeye eyvallah deme hali değil, başta doğayla ve kendimizle sonra da herkesle her şeyle kavga ederken bile anlaşabilme zemininden uzaklaşmama halidir uyum. Uyum ölçülerimizle, dengemizle oluşturmamız gereken hem savunma hem kavga etme halidir. İç dinamiklerimizin farkında olma ve onları kullanabilme becerimizdir. Aksi haller ise beceriksizlikler ve acıları yok sayma sonucunu getirir ki, bu da  yaşadık işte ama elde var sıfır durumudur. Elde var bir ya da daha fazlası diyebilmekse bi başedebilme halidir sonuçta. Yani kazanım, dönüt, karşılık, çıktı, veri vb. sözcüklerle ifade edilen her şey. Elde hiç olmazsa bir varsa yaşadıklarımızdan öğrendiklerimiz var demektir, hayat da budur zaten. Acılarla başedebilmek ve öğrendim diyebilmek. Gerisi, gerisi hep yalan değil mi zaten?  ;-)

2 yorum:

  1. Güzel bir yüzleşme; aynaya korkmadan bakmak; çırılçıplak...Sabah ve akşam saatlerinde,ışığın en bol olduğu zamanlarda bile...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginize teşekkürler, Güven Bey, size bi e-posta yolladım ama, ulaştı mı bilmiyorum

      Sil