Wikipedia

Arama sonuçları

11 Haziran 2011 Cumartesi

BENİM (Mİ??)

Ayrılıkların ardından yaşanan karmaşa, genel bir duygu düğümü değildir aslında. Hissettiğimiz gerçek acı, sahiplik duygusunun zedelenmesidir. "Benim" dediğimizin elimizden gitmiş olmasıdır. Bir süre bize aitti. Ama artık değil. "Neden?" Neden artık değil? Oysa ki bir zamanlar benimdi. Ona istediğimi yapabilirdim, bunda özgürdüm ve artık bu özgürlüğe sahip değilim. Bu histerik duyguyla, bize aitken zaman zaman yok olmasını bile isteyebildiğimiz birini merak ederiz. Ve dahi özleriz bile.  Bu gerçekte bir zamanlar bizim olduğunu "sandığımız" kişiyi merak etmek ve özlemektir. Bize ait olanı. Oysa ki; kendimize aitmiş gibi düşünmeden sevebilirsek herkesi, herşeyi daha saygılı ve özenli olabilirsek her an kaybedebilecekmiş gibi, daha güzel yaşarız hayatı, birliktelikleri. Ellerimizden kayıp gitmelerine de yol açmayız böylece. Benimsin, bana aitsin demeden. Zorlamadan.

2 yorum:

  1. Sanırım o zaman sevmenin ne kadar evrensel bir şey olduğunu görür; dokunmanın, dinlemenin, estetiğin gösterisinin şölenini izlerdik... Sanırım...

    YanıtlaSil
  2. Ne kadar masum dilekler bunlar değil mi? Özellikle estetik konusunda çok haklısınız, biz doğayı o kadar hırpalıyoruz ki, gerçek estetiğin ne demek olduğunu bile unuttuk. Doğanın yolundan çıkardığımız dinamikleri intikamını alırken artık sadece seyrediyoruz.

    YanıtlaSil